uzaklaştırma kararı delil

Uzaklaştırma Kararı İçin Delil Aranmaması

Uzaklaştırma Kararları İçin Delil Aranmaması

Türkiye’de bazen açık saçık kanun maddelerinin binlerce hakim tarafından yanlış anlaşılıp yanlış yorumlandığı ve yanlış uygulandığı durumlardan birisi de önleyici nitelikte bir tedbir kararı olan uzaklaştırma kararı için delil aranmamasıdır. Kanunda uzaklaştırma kararı için delil aranmayacağına dair hiçbir hüküm bulunmadığı halde tüm Türkiye’de tüm aile hakimleri salt soyut iddia üzerine uzaklaştırma kararı vermekte, delil olmadığına dair itirazlar da “delil aranmayacağı” gerekçesiyle reddedilmektedir.

Koruyucu Tedbir Kararı vs Önleyici Tedbir Kararı

6284 Sayılı Kanun’un “Hâkim tarafından verilecek koruyucu tedbir kararları” başlıklı 4. maddesinde koruyucu nitelikli koruma tedbiri kararları tek sayılmış olup bunlar:

a) İşyerinin değiştirilmesi.

b) Kişinin evli olması halinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi.

c) Korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması.

ç) Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.

Önleyici tedbir kararları ise yine aynı kanunun 5. maddesinde gösterilmiş olup şunlardır:

a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi halinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması.

e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi.

f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi.

g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi.

ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi.

h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması halinde, hastaneye yatmak dahil, muayene ve tedavisinin sağlanması.

ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.

Uzaklaştırma Kararı, Önleyici Tedbir Kararıdır

Yukarıdaki 4. ve 5. madde metinlerinden açıkça anlaşılacağı üzere Aile Mahkemelerinin en sık verdiği tedbir kararları olan uzaklaştırma kararları niteliği itibariyle önleyici tedbir kararıdır. Tekrar altını çizelim, uzaklaştırma kararı önleyici bir tedbir kararıdır, koruyucu tedbir kararı değildir.

Koruyucu Tedbir Kararı İçin Delil Aranmaz

6284 Sayılı Kanun’un 8/3 maddesi koruyucu tedbir kararları için delil aranmayacağını şu şekilde açıkça ifade etmiştir:

“Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.” Dolayısıyla Kanun’un “delil aranmaz” dediği tedbir kararı türü koruyucu tedbir kararıdır. Bunun da altını bir kez çizelim; koruyucu nitelikteki tedbir kararlarının verilmesi için delil aranmaz. Koruyucu tedbir kararı için delil aranmayacağını açık seçik ifade eden Kanun, önleyici tedbir kararı için delil aranmayacağına dair bir hüküm içermemektedir. Önleyici tedbir kararının verilmesi konusunda Kanun’da yer alan tek hüküm önleyici tedbir kararlarının gecikmeksizin verilmesine dair cümledir. Nitelim 6258 Sayılı Kanunu 8. maddesinde şu hüküm yer almaktadır:

“Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez.”

Ancak tekrar vurgulayalım önleyici tedbir kararı için delil arnamayacağına dair Kanun’da hiçbir hüküm bulunmamaktadır.

Buna ek olarak 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği’nde de aynen Kanun metninde olduğu gibi koruyucu tedbir kararı için delil aranmayacağı ifade edilmiş ancak önleyici tedbir kararı için delil arnmayacağına dair Yönetmelik‘te de hiçbir hüküm bulunmamaktadır.

Önleyici Tedbir Kararı İçin Delil Aranmalıdır

6258 Sayılı Kanun açık bir şekilde koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz”. İtiraza konu karar bir “önleyici tedbir kararı” olduğu halde sanki “koruyucu tedbir kararı” imiş gibi delil ve belge aranmadan tedbir kararının kabulü hukuka açıkça aykırıdır. Nitekim 6284 Sayılı Kanun’un 8/3. Maddesinde “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.”denilmekle birlikte “önleyici tedbir kararı” verilebilmesi için ileri sürülen iddiaların delil ve belgelerle ispatlanması gerekmektedir. Yine 6284 Sayılı Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliğinin 12. Maddesinde koruyucu tedbir kararları ve 17. Maddesinde önleyici tedbir kararları sayıldıktan sonra 30/3 maddesinde sadece koruyucu tedbir kararları yönünden delil ve belge aranmadığı hüküm altına alınmıştır; önleyici tedbir kararları yönünden böyle bir hüküm bulunmamaktadır. Kanun lafzı hatalı yorumlanarak delil ve belge aranmadan verilen işbu karar 6284 sayılı Kanuna açıkça aykırıdır.

Koruyucu tedbir kararları aynı kanunun 4. maddesinde yer almakta olup, şiddet mağdurunun iş yerinin değiştirilmesi ve eğer mağdur evli ise müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi ile korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasıdır. Halbuki, aile mahkemelerinin yaygın olarak verdiği ve aynı kanunun 5. maddesinde yer alan tedbir kararları “koruyucu” değil “önleyici” nitelikteki tedbir kararlarıdır. Dolayısıyla delilin aranmayacağı kararlar “koruyucu tedbir kararları” olduğuna göre önleyici nitelikteki koruyu tedbir kararlarında delil aranmaması gibi bir durum söz konusu değildir.

One comment

Comments are closed.