şantaj suçu yasal boşluk

Şantaj Suçu Düzenlemesindeki Yasal Boşluk

Şantaj Suçu Düzenlemesi

Başa bilişim ve internet suçları alanında uzun yıllardır dosya takibi yapan ve şantaj suçları konusunda çok sayıda mağdura avukatlık desteği vermiş bir hukukçu olarak uygulamada karşılaştığım ciddi bir yasal boşluk hakkında bu yazıyı kaleme almaya karar verdim. TCK’daki şantaj suçu düzenlemesindeki boşluğa girmeden önce şantaj suçunun ağır bir suç olduğunu ve mağdur üzerindeki etkileri ve sonuçları nedeniyle vahim nitelikte olduğunu vurgulamak isterim. Uygulamada bu suçun neredeyse tamamı mağdurun özel ve müstehcen görüntülerinin paylaşılması tehdidiyle işlenmektedir. Bu nedenle mağdurlar adeta işkence olarak nitelendirebilecek ölçüde inanılmaz bir psikolojik baskı altında kalmakta ve intihara sürüklenme durumları dahi söz konusu olabilmektedir. Dolayısıyla şantaj suçu ve şantajın cezası konusunda yasal değişikliğe gidilerek mevcut 1-3 yıl arası hapsi cezasının yükseltilmesini ve minimum cezanın 2 yıldan başlatılması ile tutuklamaya elverişli bir suça dönüştürülmesinin öneriyoruz.

TCK Madde 107

Şantaj suçunun düzenlendiği TCK madde 107 metni şu şekildedir:

“Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.

Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.”

Mevcut bu madde metninin yorumuna geçmeden önce 2005 yılında kadar yürürlükte olan eski TCK’daki şantaj düzenlemesine bakalım:

Eski TCK Madde 192

765 Sayılı Eski TCK Madde 192:

“Kendisine veya başkasına, para veya diğer bir yarar sağlamak maksadıyla bir gerçek veya tüzel kişiye zarar verebilecek bir hususu neşir yolu ile veya her ne suretle olursa olsun açıklama tehdidinde bulunanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir.

Fail, arzu ettiği para veya diğer bir menfaati elde etmiş ise ceza üçte biri oranında artırılır.”

Görüldüğü üzere eski TCK’daki şantaj suçu düzenlemesinde, failin şantaj sonucu maddi menfaat temin etmesi suçunun ağırlaştırıcı hali olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme gayet mantıklı hatta zorunludur. Zira sadece şantaj yapma ile şantaj yaparak para alma eylemleri mantıken, vicdanen ve adaleten farklı yaptırımlara tabi olmalıdır. Ancak nedendir bilinmez 2005 yılında yürürlüğe giren yeni TCK’da bu şekilde bir ağırlaştırıcı nedene yer verilmemiştir.

Şu durumda, mevcut yasal düzenlemeye göre, bir kişi şantaj yapıp maddi menfaat sağlasa da sağlamasa da suçun cezası aynıdır. Bir başka deyişle “bana şu kadar para vermezsen görüntülerini yayınlarım” diyen kişi ile aynı cümleyi sarf edip üstüne bir de 10.000 TL şantaj parası alan kişinin eylemlerinin cezası aynıdır. Zira mevcut TCK’da şantaj yaparak para almanın kanunda hiçbir karşılığı yoktur. Bu şekilde şantaj yapıp para alan kişinin para alma eylemi kanunda ne ayrı bir suç, ne bir nitelikli hal, ne de ağırlaştırıcı neden olarak düzenlenmiştir.

Şantaj Yaparak Para Almak Yağma Kapsamına Girer mi?

Burada akla şu soru gelebilir: acaba şantaj yaparak para almak yağma kapsamına sokulamaz mı? Aslında bu soru, müşteki vekili olarak takip ettiğim bir şantajla para alma dosyasında gündeme geldi ve aşağıda ilgili bölümü görülebilecek görevsizlik kararından da anlaşılacağı üzere, hakim bunu yağma olarak yorumlayıp görevsizlik kararı vererek dosyayı asliye cezadan ağır cezaya gönderdi. Hakimin bu kararını vicdan ve adalet duygusunun neden olduğu zorlama bir yorum olarak değerlendiriyorum. Hakim kendince yasal boşluğu yorum yoluyla doldurmaya çalışmıştır.

Yağma suçu güncel Türk Ceza Kanunu madde 148’de şu şekilde düzenlenmiştir:

“Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere yağma suçunun maddi unsuru temel olarak hayata, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığa yönelik saldırı tehdididir. Dolayısıyla onur veya şerefe yönelik ya da özel hayatın gizliliğine yönelik herhangi saldırı tehdidi yağma suçunun kapsamına dışında kalmaktadır. Dolayısıyla bir kişi bir başka kişiye “senin müstehcen görüntülerini yayınlarım” şeklinde tehdit ederek mağdurdan para alması yağma suçu kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla, yukarıdaki kararı veren hakimin yorum vicdanen haklı olsa bile hukuken yanlıştır. Ancak kanundaki boşluk ise bizce çok daha büyük bir yanlıştır.

Mevcut Düzenlemede Şantajla Para Almanın Kanunda Karşılığı Yoktur

Mevcut TCK düzenlemesi, şantaj yapma eylemni suç olarak tanımlamış ve yaptırıma bağlamıştır. Ancak şantaj yoluyla para alma eyleminin kanunda hiçbir karşılığı yoktur. Dolayısıyla, şantaj yaparak para alan kişinin para alma eylemi karşılıksız kalmaktadır. Bir şantaj dosyası düşünelim, sanık mağdura sadece “bana 10.000 TL para vermezsen görüntülerini internette yayınlarım” demiş olsun ama mağdur para vermeden şahsı şikayet etmiş ve şahıs hakkında dava açılmış olsun. Bir başka dava dosyasında ise sanık, aynı tehdit cümlesi ile bir hatta birkaç defa mağdurdan para aldıktan sonra yakalanmış ve hakkında kamu davası açılmış olsun. TCK’daki mevcut düzenlemeye gerek her iki sanık da 1 ila 3 yıl hapis cezası ve aynı miktar para cezası ile yargılanacaktır. Hakimin kuşkusuz ceza tayininde takdir hakkı olacaktır ancak bir eylemi kanunda cezasız bırakıp takdirle doldurulmasını beklemek bir çözüm değildir.

Yasal Düzenleme Önerimiz

Şantaj suçunun ne kadar yaygın olduğunu bilen ve şantajdestek sitesiyle mağdurlara yönelik uyarı ve tavsiyelerde bulunan bir avukat olarak söz konusu yasal boşluğun bir an önce doldurulması kanısındayım. Adalet ve vicdanın gereği olarak ve ceza adaletinin sağlanması açısından şantaj suçunun düzenlendiği TCK madde 107’ye üçüncü bir fıkra eklenerek şantaj yoluyla para alınması durumunda suçun cezasının en az 2 yıldan başlayacağı şeklinde bir düzenleme yapılabilir. Bir başka alternatif düzenleme ise, eklenecek üçüncü bir fıkrada şantaj yoluyla para alınması haklinde cezanın bir kat fazla olacağı şeklinde olabilir.

Av. İlker Atamer